Ecem Nil Günaydın
Biliyorsunuz ki televizyonun kaderine yön veren en önemli unsurlardan biri reyting. Reyting ölçüm şirketlerinin seyir değiştirdiği, birçok yönetmelik ve yasaların eşlik ettiği son gelişmelere değinelim dilerseniz...
Pazartesi sendromu pazarlamanın kalbine hızlı bir giriş yaparak markaların bakış açısına perde açtı. Hoş olmadı değil çünkü çoğu marka hadiseyi reklamla seyirciye sunarken, şimdilerde gelin görün ki ürünü ince ince yerleştirmeye başladılar. Bunun başını da elektronik ve otomotiv sektörü çekiyor. Yeni bölümünü iple çektiğiniz her dizide bu stratejiyi görmeniz mümkün. Gün geçtikçe önünü alamadığımız teknoloji dünyası ve bu konuda bilinçlenmeye ant içmiş kentliler anakentleri de kendileriyle birlikte bu çemberin içerisinde bilinçlenmeye davet ediyor. Ekolojik ve toplumsal ihtiyaçlar ile değişen kentler de bu köklü değişime ayak uydurmayı başaran açık hava mecraları için değerli bir potansiyel haline geldi.
Kimi markalar altyapısını sözlerden kimileri ise gözlerden alıyor. Gelişen teknolojiyle
beraber skalasına çeşitli renkler ekleyen araştırma stratejileri uygulayan ve uygulatanlara yeni perspektifler sunuyor. Hazır açık hava mecralarına gelmişken, Türkiye’de ki açık hava reklamcılığı Amerika’da geliştirilmesinden uzun yıllar sonra ilk kez Ankara’da aramıza katılmıştır. Bize de hoş geldin demek düşer.
Advertising Age’in “40 Under 40” adlı listesinde 40 kanaat önderini birleştiren iki nokta dikkat çekiyor: Zekâları ve önümüzdeki birkaç yılı şekillendirecek ileri görüşlülükleri - iki gücü aynı kazanda pişiren pazarlamacılar, stratejistler, kreatifler..
